Spiral

/ 12 Aralık 2024 / 1 views / yorumsuz

Spiral Fransa’nın en köklü futbol kulüplerinden biri olan Marsilya, son on yıldır bir türlü çıkamadığı bir performans çukurunda sıkışıp kalmış durumda. Bu süreçte takım, büyük hedefler koymuş olsa da birkaç önemli teknik direktör değişikliği, yanlış transfer kararları ve yönetimsel hatalar nedeniyle her geçen yıl daha da dibe inmiş gibi görünüyor. Marsilya’nın bu spirali nasıl başladığına ve bugüne kadar yaşadığı gelişmelere bakarak, kulübün yaşadığı zor dönemlerin sebeplerini daha iyi anlayabiliriz.

Bielsa Dönemi ve Sonrası: Kulübün Krize Girmesi

Marsilya, 2014-2015 sezonu öncesi efsanevi Velodrome Stadyumu’nu üçüncü kez yenileyerek şampiyonluk yarışına girmeyi hedefliyordu. Başkan Vincent Lebrune, Şili’nin teknik adamı Marcelo Bielsa ile anlaştığında büyük bir heyecan vardı. Bielsa, futbola olan benzersiz yaklaşımı ve disiplinli oyun anlayışıyla Marsilya’yı kısa sürede Şampiyonlar Ligi seviyesine taşıyabileceği düşünülüyordu.

Bielsa’nın Marsilya’da başladığı sezon, takım için heyecan verici bir başlangıç yaptı. Takımda Andre Ayew, Mario Lemina, Dimitri Payet ve Andre-Pierre Gignac gibi yetenekli oyuncuların yer aldığı kadro, Bielsa’nın 3-3-3-1 sistemini uygulamasıyla büyük bir ivme kazandı. Ancak, takımın liderlik ettiği Ligue 1 sezonu, özellikle sakatlıklar ve düşüşler nedeniyle sonlandırılamadı ve Marsilya sezona dördüncü sırada tamamladı. Buna rağmen, taraftarlar Bielsa’nın arkasındaydılar ve gelecek sezondan umutluydular.

Fakat yaz transfer döneminde kulüp, Bielsa’nın kadroda görmek istediği takviyeleri yapmadı ve Marsilya, önemli oyuncularını kaybetti. Bu durum, Bielsa’nın kulüple bağlarını koparmasına neden oldu. 2015 sezonunun ilk maçından önce başkan Lebrune’e bir mesaj atan Bielsa, görevinden istifa etti. Bu gelişme, kulübün tarihindeki en önemli dönüm noktalarından biri olarak kabul edilir. Bielsa’nın ayrılığı, kulüp içinde büyük bir kaos yarattı ve taraftarlar başkan Lebrune’e tepkilerini dile getirdi. Kulüp, hemen Michel’i takımın başına getirdi, ancak sonuçlar hiç de iyi olmadı ve Marsilya, sezon sonunda tarihinin en kötü performansını sergileyerek Ligue 1’de 13. sırada yer aldı.

Yeni Bir Başlangıç: McCourt ve Eyraud’un Gelişi

Marsilya, 2016 yılında kulübün sahibi Margherita Louis-Dreyfus’un kulübü satışa çıkarmasıyla yeni bir döneme girdi. Kulübü 44 milyon euro gibi düşük bir bedelle satın alan ABD’li işadamı Frank McCourt, Marsilya için büyük hedefler koydu. McCourt, kulübü yeniden ayağa kaldırmak için Jacques Henri-Eyraud’u kulübün başına getirdi. Eyraud ve McCourt’un iddialı planları, kulübü eski günlerine döndürmek üzerineydi.

Eyraud, Marsilya’ya önce Barcelona’nın eski sportif direktörü Andoni Zubizarreta’yı getirdi, ardından Rudi Garcia’yı teknik direktör olarak atadı. Ancak, bu yeni yönetim yapısı ve transfer stratejileri, Marsilya’nın beklediği başarıyı getirmedi. 2017-2018 sezonunda Marsilya, Avrupa Ligi finalinde Atletico Madrid’e kaybetse de, UEFA Avrupa Ligi’ne katılmaya devam etti. Ancak, Garcia’nın ikinci sezonunda Marsilya, Şampiyonlar Ligi’ni bir kez daha kaçırdı ve ligde beşinci sırada kaldı. Sonuç olarak, kulüp teknik direktör değişikliğine gitmek zorunda kaldı.

Villas-Boas ve Sampaoli Dönemleri: Geçici Çözümler

Marsilya, 2019-2020 sezonunda Andre Villas-Boas’ı teknik direktör olarak göreve getirdi. Villas-Boas’ın yönetiminde takım, Covid-19 nedeniyle yarıda kalan sezonda 7 yıl sonra Şampiyonlar Ligi’ne katılma hakkı kazandı. Ancak, transferlerin başarısızlığı ve teknik ekibin sorunları, Marsilya’yı yeniden kriz ortamına soktu. 2020-2021 sezonunun sonlarına doğru, kulüp yönetimi, Villas-Boas’ın ve Eyraud’un görevine son verdi ve yeni bir teknik direktör arayışına girdi.

Pablo Longoria, kulübün sportif direktörlüğüne getirildi ve ardından, 2021 yılında Jorge Sampaoli’nin teknik direktör olarak takımın başına getirilmesiyle birlikte bir umut doğdu. Sampaoli, Marsilya’yı Avrupa Ligi’ne taşımayı başardı, ancak kulübün hedefleri daha büyüktü. 2021-2022 sezonunun sonunda, Marsilya, Ligue 1’de PSG’nin ardından ikinci olarak tamamladı ve UEFA Konferans Ligi’nde yarı finale yükseldi. Taraftarlar, kulüp yönetimiyle arasındaki gerginliği bir nebze olsun unutmaya başladı.

Son Kriz ve Gattuso Dönemi: Yavaş Yavaş Düşen Performans

2022 yılında, Pablo Longoria ve kulüp yönetimi, Sampaoli’yi görevden alarak Igor Tudor’u takımın başına getirdi. Tudor’un yönetiminde, Marsilya, sezonu 3. sırada bitirip Şampiyonlar Ligi’ne katılmayı başarsa da, uzun vadeli başarı gelmedi. Tudor’un görevden alınmasının ardından, kulüp Marcelino’yu getirdi, ancak başarısız sonuçlar ve yönetimsel karmaşa devam etti. Marsilya, bu kez 72 milyon euro harcayarak transferlere yatırım yaptı, ancak sezon sonunda Marcelino da görevden alındı.

Son olarak, Gennaro Gattuso, Marsilya’nın başına getirildi, ancak kulübün kötü gidişi durdurulamadı. Marsilya, şu anda bir çıkış yolu bulmaya çalışıyor, ancak son yıllarda kulübün yönetimindeki Spiral sürekli değişiklikler ve teknik direktör değişiklikleri, kulübün spiraldeki durumu daha da derinleştirdi.

Marsilya’nın Geleceği

Marsilya, son 10 yılın büyük kısmında doğru hamleler yapamadı ve bu da kulübü her geçen yıl daha kötü bir duruma getirdi. Kulübün içinde bulunduğu bu zor durum, hem yönetimsel hem de sportif hataların bir sonucu olarak ortaya çıktı. Marsilya taraftarları, kulübün eski parlak günlerine dönmesi için sabırsızlanıyor, ancak doğru kararlar alınıp uygulanmazsa, kulüp bir süre daha bu spiralin içinde sıkışıp kalacak gibi görünüyor.

Marsilya’nın bu kaotik dönemi, kulübün doğru yönetim ve stratejiyle eski gücüne kavuşması için ciddi bir dönüm noktasına işaret ediyor. Kulüp yönetiminin, taraftarla daha sağlıklı bir ilişki kurması ve doğru sportif kararlar alması, Marsilya’yı tekrar Avrupa’nın elit kulüpleri arasına taşıyabilir.