Lohusalık Sonrası Cinsel Yaşam

/ 10 Temmuz 2024 / 10 views / yorumsuz
Lohusalık Sonrası Cinsel Yaşam

Lohusalık sonrası cinsel yaşam lohusalık, doğumun ardından annenin hem fiziksel hem de ruhsal olarak toparlanma sürecidir. Bu dönemde yeni bir yaşam tarzına adapte olmak, iki kişilik bir aileden en az üç kişilik bir aileye dönüşen yapıya uyum sağlamak gereklidir. Annenin psikolojik olarak bebeğe bakım verme ve anne rolüne alışma süreci başlamıştır. Çift için ise doğum, “sevgili” olmaktan “anne sevgili” veya “baba sevgili” olmaya geçişi ifade eder. Bu süreç, bebek bakımının getirdiği mutluluğun yanı sıra alışılmadık zorluklar ve yorgunlukları da beraberinde getirir. Evin kalabalıklaşması ve anne üzerinde artan sorumluluklar, cinsel yaşamı etkileyebilir. Lohusalık hüznü veya doğum sonrası depresyon riski de bu dönemde yüksektir.

Fiziksel ve Ruhsal Değişimler

Doğum sonrası kadın bedeni birçok fizyolojik değişiklik yaşar. Hormonal değişiklikler ve emzirme sırasında salınan hormonlar, kadının cinsel isteğini ve uyarılmasını azaltabilir. Vajinal ıslanma gecikebilir veya hiç olmayabilir. Evrimsel açıdan bu dönem, kadının tekrar gebe kalmaması ve yavrusuna bakım yapması gereken bir dönemdir. Ancak insan cinselliği sadece üreme amacıyla sınırlı değildir ve sosyal koşullar da cinselliği etkiler. Bu nedenle bazı kadınlar doğum sonrası cinsellikte hiçbir değişiklik yaşamayabilir. Sorunsuz sürdürülen cinsellik, kadının kendini yeniden arzulanabilir, çekici ve beğenilir hissetmesini sağlar, ruh sağlığını olumlu etkiler. Aynı zamanda bebek, tutku, aşk, sevgi ve yakınlık içeren bir ortamda büyüyerek gelişiminde olumlu katkılar alır.

Doğum Sonrası Cinsel İlişkiye Ne Zaman Başlanmalı?

Genel görüşe göre doğum yapan bir kadının ruhsal ve fiziksel toparlanması yaklaşık 6 hafta sürer. Bu dönemde oluşan yoğun akıntı, cinselliği zorlaştırabilir ve cinsel ilişkiye doğumdan 40 gün sonra başlanması önerilir. Ancak burada “cinsel ilişki” kavramını geniş anlamda değerlendirmek önemlidir. Dokunmalar, kucaklaşmalar, öpüşmeler de cinsel yakınlık kurmanın önemli yollarıdır ve doğum sonrası hemen başlamanın uygun olduğu söylenebilir. Çiftlerin kendilerini cinsel ilişki için hazır hissetmeleri, bu sürenin ne kadar değişken olabileceğini gösterir. Cinsel birleşme ertelenmiş olsa bile doğum sonrası cinsel yakınlaşmaların başlaması, hem anne hem baba için faydalı olacaktır. Bu yakınlık hissi, çift ilişkisinin pozitif olarak etkilenmesini sağlar ve bebeğin gelişimine de katkıda bulunur.

Emzirmenin Cinsel İsteğe Etkisi

Emzirme, cinsel isteği hem olumlu hem de olumsuz etkileyebilir. Anne sütüyle beslenmenin çocuk için sayısız avantajı vardır. Bu avantajları sağlamak, kadının kadınlık algısını güçlendirir ve kendini daha “kadın” hissetmesi, cinsel isteği artırabilir. Emziren kadınlarda fiziksel toparlanma süreci daha kısa olabilir. Bazı araştırmalar, emziren annelerin daha erken dönemde gebelik öncesi cinsel istek ve aktiviteye döndüklerini belirtirken, bazı araştırmalar ise emzirmenin cinsel aktiviteyi olumsuz etkilediğini öne sürmektedir. Prolaktin hormonu yüksek kalır ve bu hormon cinsel isteği azaltabilir, vajinal ıslanmayı geciktirebilir. Kayganlaştırıcı krem kullanımıyla birleşmede ağrı yaşanması önlenebilir. Cinsel yakınlaşmalarda göğüslerden süt gelmesi de sıkıntı yaratabilir ve bu durumda göğüslerin fazla uyarılmasından kaçınılmalıdır.

Doğum Sonrası Cinsel İlişki Sırasında Ağrı

Doğum sonrası cinsel birleşmede ağrı (disparoni) sık rastlanan bir durumdur. Hormonal değişiklikler cinsel isteği azaltır, uyarılma azalır, bu da vajinal ıslanmanın az veya hiç olmamasına neden olur ve birleşmede ağrıya yol açar. Ağrı deneyimi, isteksizliği artırır ve uyarılma azalır. Bu durum, çoğunlukla fizyolojiktir ve hormonların eski düzeyine dönmesiyle kendiliğinden düzelir. Bu geçici dönemde kayganlaştırıcıların kullanımıyla ağrı engellenir. Sevişmenin uzatılması ve uyarının artırılması da vajinal ıslanmayı artırarak ağrıyı azaltabilir.

Nadir durumlarda normal doğum yapmış kadınlar, doğum kesisi (epizyotomi) bölgesindeki hassasiyet veya enfeksiyon nedeniyle birleşmede ağrı yaşayabilirler. Çok daha nadir olarak, travmatik doğum ve operasyonlara ikincil olarak vajinismus gelişmiş olabilir ve bu durum profesyonel destek gerektirir. Kadın doğum uzmanınızla sorunu paylaşarak size uygun bir hijyenik kayganlaştırıcı önermesini isteyebilirsiniz. Sorun devam ederse, uzman yardımı almak önemlidir.

Estetik Kaygılar ve Cinsel Yakınlıktan Uzaklaşma
Estetik Kaygılar ve Cinsel Yakınlıktan Uzaklaşma

Estetik Kaygılar ve Cinsel Yakınlıktan Uzaklaşma

Kilo alımı ve değişen bedeni nedeniyle estetik kaygıları olan kadınlar, kendilerini beğenmeyebilir ve eşleri tarafından arzulanmayacakları endişesiyle cinsel yakınlıktan kaçınabilirler. Bu durumda, kadınlar kendi hazlarını da engellerler. Biz genelde “Siz yeni doğum yaptınız, şişman olmak için daha geçerli bir nedeniniz olamaz” deriz. Kadının bu haliyle de çekici görünebileceğini, kadın olarak yine arzulanabilir olduğunu bilmeye ihtiyacı vardır ve bu konuda eşinden geri bildirim alma ihtiyacı içindedir. Erkeğin de yeni rolüyle ilgili zorlukları olabileceği, anne-bebek ilişkisinde dışlanmışlık hissedebileceği, yeni doğum yapmış birinden cinsellik talep etmenin uygun olmayacağı gibi kaygıları olabileceği unutulmamalıdır. Kaygıları paylaşmak, sorunun çözümünü de getirecektir.

Cinsel Sorunlarla Baş Etme

Lohusalık ve doğum sonrası sürecin geçici bir dönem olduğu akılda tutulmalıdır. Eşlerin daha gebelik döneminden başlayarak cinsel yakınlaşmayı sürdürmek için çaba harcamaları ve cinselliği konuşulabilir kılmaları önemlidir. Doğumu izleyen süreç, eşlerin yeni rol ve sorumluluklarına alışma dönemidir. Bu dönemde büyük ailenin yardımı gerekebilir, ancak çiftin evde yaşam alanı yaratması, kısa süreli de olsa yalnız kalmak için çaba sarf etmesi ve bebeğin kendi odasının düzenlenmesi, çift ilişkisinin ve cinsel yaşamın korunmasını sağlar. Cinsel yaşamın doktorun önerdiği zamanda başlatılması, çok fazla ertelenmemesi yararlıdır. Sorunları konuşmak ve gerektiğinde yardım almak önemlidir. Cinsel ilişki sıklığı hemen eski düzeye gelmeyebilir, ancak bu durumun kalıcı bir işlev bozukluğuna dönüşmesi engellenebilir. Doğumdan bir yıl sonra cinsel yaşamda sorunlar devam ediyorsa, cinsel tedavi uzmanından yardım alınması önerilir.

Lohusalık dönemi, çiftler için zorlu ancak geçici bir süreçtir. Bu dönemde cinsel yaşamın sürdürülebilmesi, hem anne hem de baba için önemlidir. Eşlerin birbirine destek olması, kaygılarını paylaşması ve gerektiğinde profesyonel yardım alması, sağlıklı bir cinsel yaşamın yeniden başlamasını sağlar. Unutulmamalıdır ki, sağlıklı ve mutlu bir çift ilişkisi, bebeğin gelişimine de olumlu katkılar sağlar.