Gaziantep’teki dülük antik kenti’nde mozaik taban keşfedildi Roma dönemi Suriye Eyaleti’nin kültür hazinelerinden biri olan ve günümüzde Gaziantep sınırlarında yer alan Dülük (Doliche) Antik Kenti’nde, önemli bir tarihi keşif daha yapıldı. Arkeolojik kazılar sırasında, Roma Suriye kültürünün izlerini taşıyan yüksek kaliteye sahip bir mozaik taban bulundu. Bu mozaik, Dülük’ün Roma dönemi elitlerine ve kentin gösterişli yapısına dair yeni bilgiler sunarken, aynı zamanda bölgenin arkeolojik önemini bir kez daha ortaya koyuyor.
Roma-Suriye Kültürüne Işık Tutan Bir Kent: Dülük
Almanya Münster Üniversitesi’nden Prof. Dr. Engelbert Winter’ın liderlik ettiği arkeoloji ekibi, Dülük Antik Kenti’nde önemli bir kültürel mirası gün yüzüne çıkarıyor. Prof. Winter, “Dülük, Roma-Suriye şehir kültürünün araştırılabildiği nadir yerlerden biri olarak önem taşıyor,” diyerek bu antik kentin tarihi ve kültürel değerini vurguluyor. Günümüz Suriye sınırlarında yer alan Apamea ve Cyrrhus gibi diğer Roma dönemi şehirleri, maalesef savaş ve tahribat nedeniyle ya tamamen yok olmuş ya da erişilemez hale gelmiştir. Bu bağlamda Dülük Antik Kenti, Roma İmparatorluğu’nun Suriye Eyaleti’ndeki kentsel yaşamın ve kültürel gelişimin araştırılması için büyük bir potansiyel sunmaktadır.
Geometrik Desenli Mozaik: Antik Kentin İhtişamını Gösteren Keşif
Münster Üniversitesi’nden Arkeolog Dr. Michael Blömer, bu kazı sürecinde ulaştıkları en dikkat çekici buluşlardan birinin, oldukça yüksek kalitede bir mozaik taban olduğunu belirtti. Blömer, “Mozaik, 100 metrekareden geniş bir alanı kapsayan ve sütunlarla çevrili olan bir yapı kompleksinin avlusunda bulundu. Bu boyut ve geometrik desenlerin düzeni, mozaikin antik dönem sanatında ulaşılan yüksek estetik standardı gözler önüne seriyor,” dedi.
Bu benzersiz mozaik taban, zarif telkari desenli geometrik motiflerle işlenmiş ve geç antik dönemin en güzel mozaiklerinden biri olarak kabul ediliyor. Blömer, mozaik tabanın bulunduğu yapının zengin bir Roma villası olabileceğine işaret ederek, Dülük’ün sadece dini değil, aynı zamanda kentsel elitlerin sosyal yaşamlarına da ışık tutacağını dile getirdi.
Günlük Yaşamın İzlerini Taşıyan Yapılar ve Planlanan Yeni Kazılar
Kazı ekibi, yalnızca zengin villaları değil, aynı zamanda antik Dülük kentinde sıradan insanların yaşadığı evleri, sokakları ve su altyapısını da incelemekte. Bu kazılar sayesinde, Dülük’teki toplumsal yaşamın farklı katmanlarına dair ayrıntılı bilgiler elde edilmesi planlanıyor. Blömer, “Bu yıl kazı alanımızı genişleterek kamuya açık alanları incelemeyi hedefliyoruz. Helenistik dönemden Haçlılar dönemine kadar farklı katmanları araştırarak Dülük’ün kentsel yapısını anlamaya çalışacağız,” dedi.
Bu yeni kazı alanları sayesinde, antik kentteki yaşam koşulları, kullanılan materyaller ve yerel kimliklere dair verilerin elde edilmesi umuluyor. Günlük yaşamda kullanılan eşyalardan evlerin mimari düzenine kadar pek çok detay, Dülük halkının sosyal yapısı ve kültürel alışkanlıklarına dair ipuçları sunabilir.
Dülük Baba Tepesi’nde Roma Tanrısı Iuppiter Dolichenus’a Ait Tapınak ve Aziz Solomon Manastırı
Dülük’teki kazılar sadece antik kentle sınırlı kalmıyor; kazılar Dülük Baba Tepesi’nde de devam ediyor. Tepede bulunan Iuppiter Dolichenus Tapınağı’nda yapılan çalışmalar, Roma İmparatorluğu’nun Suriye Eyaleti’nde yer alan bu önemli tapınağın tarihi üzerine yeni bilgiler ortaya koyuyor. Arkeologlar, yaklaşık 15 yıldır süren kazılarda, bu kutsal alanın Demir Çağı’ndan itibaren tapınma amaçlı kullanıldığını gösteren kalıntılara ulaştılar.
Roma’nın Demir Çağı’nda en önemli tanrılarından biri olarak kabul edilen Iuppiter Dolichenus’a adanmış bu tapınak, zaman içinde iyi korunmuş duvarları ve yapısal özellikleriyle dikkat çekiyor. Pagan inanışlarının sona ermesiyle tepeye inşa edilen Hristiyan Aziz Solomon Manastırı’nda yapılan kazılarda, bu geçiş dönemine dair de önemli bulgular elde edildi. MÖ 9. ve 8. yüzyıla tarihlenen buluntular, tepenin kültürel sürekliliğini ortaya koyuyor.
Bronz Geyik Figürini: Tarih Öncesi İnançların İzleri
Bu yılki kazılarda ortaya çıkarılan bronz geyik figürini, tapınak alanının çok daha eski tarihlere kadar uzandığını gösteriyor. MÖ 1. binyılın başlarına tarihlenen bu figürin, bölgedeki dini inançların köklü geçmişine işaret ediyor. Bronz geyik figürinin sembolik önemi, tapınağın uzun süre boyunca Gaziantep’teki Dülük Antik Kenti’nde Mozaik Taban Keşfedildi farklı inanç sistemlerine ev sahipliği yaptığını düşündürüyor. Bu ve benzeri buluntular, Dülük Baba Tepesi’nin, Mezopotamya ile Anadolu arasında bir inanç köprüsü olarak yüzyıllar boyunca kullanıldığını göstermekte.
Dülük Antik Kenti ve Dülük Baba Tepesi’nin Kültürel Önemi
Dülük, Roma döneminde Roma-Suriye Eyaleti’nin önemli bir parçasıydı ve bu bölgedeki kazılar, Roma kültürünün Anadolu ve Suriye coğrafyasındaki etkisini ortaya koymak açısından büyük bir değer taşıyor. Bu tür arkeolojik keşifler, Gaziantep’in kültürel zenginliğine katkı sunarken, kentin tarihî önemini dünya çapında tanıtmak açısından da önemli bir rol üstleniyor.
Arkeolojik araştırmalarla bölgenin Helenistik Dönem’den Haçlılar Dönemi’ne kadar olan sürecini kapsayan bir şehir panoraması çıkarılması amaçlanıyor. Bu kazılar, hem akademik camia hem de kültürel mirasa ilgi duyanlar için Dülük’ü vazgeçilmez bir araştırma alanı haline getiriyor.
Dülük Kazılarının Geleceği: Antik Dönemden Günümüze Bir Miras
Dülük ve Dülük Baba Tepesi kazıları, tarih boyunca burada yaşayan medeniyetlerin inançları, yaşam koşulları ve kültürel pratiklerine dair daha kapsamlı bir bakış sunmayı hedefliyor. Bu çalışmalar, bölgenin antik dönemden günümüze kadar uzanan zengin mirasını gün yüzüne çıkarmak için büyük bir fırsat sunuyor. Geometrik motifli mozaik taban gibi değerli keşifler, antik dönemdeki zenginlik ve ihtişamı gözler önüne sererken, kentsel yaşamın izlerini ve halkın yaşam tarzına dair bilgi edinmemizi sağlıyor.
Yorum yaz