Ankara’da Arkeolojik Alan Defineciler Tarafından Yağmalandı

/ 23 Eylül 2024 / 1 views / yorumsuz

Ankara’da arkeolojik alan defineciler tarafından yağmalandı Ankara’nın Sincan ilçesinde bulunan, tarihî ve doğal güzellikleriyle ünlü Zir Vadisi, son yıllarda definecilerin hedefi haline geldi. Vadi içerisinde yer alan ve özellikle Ermeni mezarlığı ile bilinen İstanoz Mezarlığı, tarihî mirasın korunması konusundaki ihmaller nedeniyle ne yazık ki defineciler tarafından yağmalandı. Definecilerin izinsiz kazılar yaparak tarihî mezar taşlarını tahrip etmesi, bu alanın kültürel değerine büyük zarar verdi.

Zir Vadisi, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait mezar taşlarıyla dolu bir arkeolojik sit alanıdır. Ancak, bölgenin bu tarihî zenginliği defineciler tarafından adeta talan edilmiş durumda. Mezarların kazılarak yağmalanması, bu alanın sadece arkeolojik bir yer değil, aynı zamanda doğal yaşamın da parçası olan bir alan olduğunu daha da belirgin hale getiriyor.

Zir Vadisi’nin Tarihî Önemi ve Definecilik Sorunu

Zir Vadisi, Ankara’nın en önemli doğal ve kültürel miras alanlarından biri olarak kabul ediliyor. Bu vadide yer alan İstanoz Mezarlığı, Ermeni kültürüne ait mezarların bulunduğu nadir yerlerden biridir. Ancak defineciler, bu bölgeye rahatça girerek mezar taşlarını söküp, mezarları kazmak suretiyle alandaki tarihî kalıntılara ciddi zararlar vermiştir.

Özellikle iş makineleri kullanılarak yapılan bu izinsiz kazılar, hem doğal çevreyi hem de arkeolojik sit alanını tahrip etti. Definecilerin, toprağı adeta bir köstebek gibi kazarak mezarlardaki insan kalıntılarını etrafa saçtığı gözlemlenmiştir. İnsan kemiklerinin çevreye yayılması, bölgenin hem kültürel hem de insanî açıdan büyük bir saygısızlığa maruz kaldığını ortaya koyuyor. Zir Vadisi’nin defineciler tarafından bu kadar rahatça yağmalanabilmesi, bölgede yeterli güvenlik önlemlerinin alınmadığını gösteriyor.

İstanoz Mezarlığı: Tarihî Mirasın Yok Edilişi

Zir Vadisi’nde yer alan İstanoz Mezarlığı, bölgedeki Ermeniler’den kalan nadir tarihî kalıntılar arasındadır. Bu mezarlık, hem Ermeni halkının tarihî izlerini taşımakta hem de Ankara’nın çok kültürlü yapısının bir parçası olarak önemli bir tarihî miras niteliğindedir. Birkaç yıl önce bu mezarlık, demir tellerle çevrilmiş ve koruma altına alınmaya çalışılmıştı. Ancak, definecilerin bu koruma önlemlerini aşarak telleri kesip mezarlık alanına girdikleri ve tahribat yaptıkları tespit edilmiştir.

2003 yılında Kültür Bakanlığı ve Anadolu Medeniyetleri Müzesi iş birliğiyle bölgede bazı koruma çalışmaları yapılmış, bu çalışmalar sonucunda 2006 yılında Sincan Belediyesi tarafından mezar taşlarının sergilendiği bir açık hava müzesi kurulmuştu. Ancak bu müze, ne yazık ki definecilik faaliyetleri nedeniyle bugün tamamen yok edilmiş durumda. Mezar taşlarının nereye götürüldüğü veya kimler tarafından çalındığı ise bilinmiyor.

Tarihî Mirasın Korunması Konusunda Yetersizlikler

Tarihî ve kültürel mirasın korunmasında ihmallerin olduğu bu olay, hem bölge halkı hem de yetkililer tarafından tepkiyle karşılandı. Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı Tezcan Karakuş Candan, definecilerin bu tür alanlara rahatça girebilmesinin kabul edilemez olduğunu belirtti. Candan, bölgedeki tarihî mirasın korunmadığını ve göz göre göre talan edildiğini ifade etti.

Candan ayrıca, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nı bu konuda duyarlı olmaya çağırarak, mezarlığın ve arkeolojik sit alanının korunması için daha etkili önlemler alınması gerektiğini vurguladı. Bu tür alanların yalnızca fiziksel koruma değil, aynı zamanda etkin bir güvenlik altyapısıyla korunması gerektiğini ifade eden Candan, tarihî mirasın gelecek nesillere aktarılmasının büyük bir sorumluluk olduğunu belirtti.

Definecilik ve Kültürel Miras Üzerindeki Tehditler

Definecilik, yalnızca Türkiye’de değil, dünya genelinde arkeolojik alanlar üzerinde büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Defineciler, genellikle tarihî değerlerin farkında olmadan ya da bu değerleri yok sayarak, yalnızca kısa vadeli maddi kazanç elde etme amacı güderler. Ancak, bu faaliyetler uzun vadede tarihî ve kültürel mirası geri dönüşü olmayan şekilde tahrip edebilir.

Zir Vadisi gibi alanlar, yalnızca yerel tarih açısından değil, insanlığın ortak tarihî mirasının bir parçası olarak değerlendirilmelidir. Böylesi zengin bir tarihî alanın defineciler tarafından yağmalanması, yalnızca Ankara’nın tarihî zenginliklerine değil, aynı zamanda Türkiye’nin dünya çapındaki kültürel mirasına da zarar veriyor.

Arkeolojik Sit Alanlarının Korunmasında Alınması Gereken Önlemler

Bu olay, arkeolojik sit alanlarının korunması konusunda alınması gereken daha ciddi tedbirlerin olduğunu göstermektedir. İlk olarak, bu tür alanların düzenli olarak denetlenmesi ve güvenlik önlemlerinin arttırılması gerekmektedir. Gerek fiziksel bariyerlerin güçlendirilmesi gerekse kameralı güvenlik sistemlerinin devreye alınması, definecilerin bu tür tarihî alanlara erişimini zorlaştırabilir.

Ayrıca, bilinçlendirme kampanyaları ile hem yerel halk hem de bölgedeki yetkililerin tarihî mirasın korunması konusundaki duyarlılığı arttırılabilir. Eğitim programları ve kamuoyuna yönelik bilgilendirici kampanyalar, bu tür alanların korunmasına yönelik farkındalığı yükseltebilir. Bu tür alanların korunmasında, yalnızca devletin değil, yerel halkın da etkin bir rol oynaması gerektiği unutulmamalıdır.

Zir Vadisi’nin Korunması İçin Acil Adımlar Atılmalı

Zir Vadisi ve İstanoz Mezarlığı, Türkiye’nin kültürel ve tarihî mirasının önemli bir parçasıdır. Ancak, definecilerin yağmalamaları sonucu bu alan ciddi bir tahribata uğramış durumda. Tarihî mirasın korunması ve gelecek nesillere aktarılması için devletin daha etkin adımlar atması ve bu tür olayların önüne geçmek için ciddi önlemler alması gerekmektedir.

Kültürel mirasın korunması, sadece o döneme ait bir değerin korunması değil, aynı zamanda geçmişin bugünkü nesillere aktarılması anlamına gelir. Zir Vadisi’nde yaşanan definecilik olayları, bu sorumluluğun ne kadar büyük ve önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne sermektedir. Kültür ve Turizm Bakanlığı başta olmak üzere, ilgili tüm kurumlar bu olaydan ders çıkararak, gelecekte benzer olayların yaşanmaması için gereken tedbirleri almalıdır.